(Atıf için Orjinal İngilizce Kaynak: https://papers.ssrn.com/sol3/papers.cfm?abstract_id=5379692)
Bu makale, Jacques Derrida’nın felsefesini Adem Bilgin’in Hücre Zarı: Teorik Biyolojiden Varlığa ve Kültüre Radikal Bir Eleştiri (2025) adlı eserinde ortaya koyduğu altı metatez ışığında inceler. Her metatez, biyolojik hücre zarının yarı-geçirgen mantığı temelinde epistemoloji ve ontolojiyi yeniden tanımlar. Bu metatezler Derrida’nın différance, ikili karşıtlıklar ve metinsel kararsızlık gibi temel kavramlarıyla karşılaştırılarak ortaklıklar ve ayrışmalar tespit edilir. Ele alınan temel sorun, Derrida’nın soyut dilsel eleştirisinin anlamın biyolojik gömülülüğünü yeterince hesaba katıp katmadığıdır. Önerilen çözüm, yapısökümün dinamik ve biyolojik bir topolojiye, Bilgin’in tabiriyle “biyo-semiotik zar”a dayandırılmasıdır. Bu teorik yakınsama, yalnızca dilsel değil, aynı zamanda canlı olan yeni bir post-yapısalcı epistemoloji paradigmasına işaret eder.
Anahtar kelimeler: Yapısöküm, Différance, Hücre Zarı Teorisi, Derrida, Teorik Biyoloji, Süreğen Anlam, Epistemik Geçirgenlik
Jacques Derrida’nın felsefesi, Batı epistemolojisinin metafizik temellerini yıkarak 20. yüzyıl düşüncesinde devrim yaratmıştır. Onun yapısöküm yöntemi, sabit anlamlar, özerk öznelik ve ikili mantık gibi kavramlara meydan okur. Öte yandan, Hücre Zarı’nda Adem Bilgin (2025), bilgiye dair teorik bir biyoloji inşa eder ve epistemolojik kategorilerin biyolojik hücre zarları gibi seçici, geçirgen ve sürekli değişim içinde olduğunu öne sürer. Bu makale, iki düşünce sistemi arasındaki örtüşme ve gerilim noktalarını haritalandırmayı amaçlamaktadır.
Bilgin (2025), hücresel biyolojiden ilhamla ontolojik ve epistemolojik düzeyde yeni bir çerçeve sunan altı “metatez” ortaya koyar:
Eksik Bilgi: Bilgi asla tamamlanmaz; geçici, geçirgen sınırlar içinde oluşur.
İlişkisel Anlam: Her anlam, zıt anlamların etkileşiminden doğar; hiçbir kavram tek başına var olamaz.
Evrimsel Bilgi: Bilgi, karşıtlarıyla birlikte var olarak evrilir; onları dışlayarak değil.
Çift Yönlü Gerçeklik: Gerçeklik, hem gözlemleyen hem de gözlemlenen tarafından birlikte şekillenir.
Bağlamsal Anlambilim: Anlam yalnızca canlı sistemler ve bağlamlar içinde ortaya çıkar; mutlak anlamlar yoktur.
Geçirgen Kavramlar: Her kavram hem tanımlar hem sınırlar; ancak bu sınır geçirgendir ve tarihsel olarak değişkendir.
Bu metatezler, Batı geleneğinde hâkim olan mutlak, kapalı ve statik bilgi kategorilerine karşıt olarak işler. Bilgin, bunun yerine açık, süreçsel ve biyolojik olarak ilham alınmış bir bilme sistemi önerir.
Bilgin’in metatezlerinden birçoğu Derrida’nın temel kavramlarıyla güçlü biçimde örtüşmektedir:
Metatez 1, Derrida’nın différance kavramıyla paralellik gösterir: Her ikisi de anlamın hiçbir zaman tamamen mevcut olmadığını, ertelendiğini ve ilişkisel olduğunu öne sürer.
Metatez 2 ve 3, Derrida’nın ikili karşıtlık eleştirisiyle uyumludur; anlamın tekil kimlikten değil, fark geriliminden doğduğunu gösterir.
Metatez 5, Derrida’nın “metin dışı hiçbir şey yoktur” (il n’y a pas de hors-texte) sözüyle örtüşür; tüm anlamların bağlama gömülü olduğunu teyit eder.
Metatez 6, Derrida’nın kavramsal sınırların tarihsel ve anlamsal olarak istikrarsız olduğu görüşünü yansıtır.
Kısacası, hem Bilgin hem de Derrida epistemolojik kapanmayı reddeder, belirsizliği kucaklar ve hakikatin ilişkisel bir biçimde kavranması gerektiğini savunur.
Bununla birlikte Bilgin’in kuramı, Derrida’nınkinden bazı önemli noktalarda ayrılır:
Maddesel Gömülülük: Derrida metin ve dilsel yapılar içinde kalırken, Bilgin epistemolojiyi biyolojik süreçlere dayandırır. Hücre zarı bir metafor değil, ontolojik bir modeldir.
Canlı Sistemler: Bilgin, anlamın yalnızca canlı sistemlerde ortaya çıktığını ve bunun yaşamsal/metabolik bir mantık taşıdığını vurgular. Derrida, biyolojik angajmandan kaçınır.
Yönlülük ve Evrim: Bilgin, Derrida’da eksik olan zamansal ve evrimsel boyutu dâhil eder. Anlam yalnızca ertelenmez, aynı zamanda içsel bir düzenleme ve yaşamsal uyum mantığıyla evrilir.
Bu farklılıklar temel bir soruyu gündeme getirir: Derrida’nın yapısökümü, anlam üretiminin biyolojik gerçekliğini hesaba katabilir mi?
Felsefi temel sorun, Derrida’nın bedensizleştirilmiş eleştirisinde yatar. Simgesel işaretler ve göstergeler alanında kalmak, anlamı üzerinde çalıştığı maddi ve biyolojik zemininden soyutlama riski taşır. Bu indirgemeci yaklaşım, yaşamın bizzat kendisiyle işleyen, tepki veren ve evrilen yaşamsal semiyotiği göz ardı edebilir—ki bu süreçler Bilgin’in ontolojisinin merkezindedir.
Bu nedenle şu soru gündeme gelir:
Hem metinsel kararsızlığı hem de metabolik mantığı içerecek şekilde biyolojik temelli bir yapısöküm inşa edilebilir mi?
Bilgin’in biyo-semiotik topolojisi ile Derrida’nın différance kavramı arasında bir sentez öneriyoruz: biyo-différance. Bu modelde:
Anlam ertelenir (Derrida) ve sistemik eşiklerle, evrimsel geri besleme döngüleriyle düzenlenir (Bilgin).
Anlamlandırma, bilgiyi filtreleyen, emen ve dönüştüren canlı bir ara yüz olan biyo-semiotik zarda gerçekleşir.
Yorumlama yalnızca dilsel değil, aynı zamanda eko-epistemolojik bir eyleme dönüşür.
Çözüm, Derrida’nın sistemini dilin ötesine genişletmekte; yaşamın mantığına gömülü, canlı ve dinamik bir anlam modeli önermektedir.
Bilgin’in biyolojik hücre zarlarının yarı-geçirgen dinamiklerine dayanan altı metatezi, yalnızca bir metafor sunmaz; aynı zamanda epistemolojiyi radikal biçimde yeniden düşünme çağrısıdır. Bu metatezler, anlamın ontolojik statüsünü, bilginin evrimini ve bilişin canlı sistemlere gömülülüğünü yeniden değerlendirir. Derrida’nın yapısökümü ile yan yana getirildiğinde, her iki sistemin de sabit, metafiziksel kesinlikleri reddettiği görülür; ancak Bilgin, epistemolojiyi yalnızca simgesel değil, aynı zamanda metabolik bir semiyotik üzerine temellendiren yaşamsal bir mantık sunar.
Derrida’nın soyut ve bedensiz anlamına alternatif olarak biyo-différance kavramını öneriyoruz: Anlam yalnızca ertelenmekle kalmaz, aynı zamanda canlı ara yüzler boyunca süzülür, modüle edilir ve metabolize edilir. Bu, anlamı bedenlenmiş ve tarihsel olarak konumlanmış kılar.
Bu bağlamda, Bilgin’in hücre zarı paradigmalarına dayanarak şu kavramsal tanımlar ortaya çıkar:
Canlı bir sistemin epistemik zarı içindeki seçici geçirgenliğin geçici bir deseni. Sabit bir varlık değil, tarihsel etkileşimlerle şekillenmiş topolojik bir izdir. Bilgi asla bütün değildir—her zaman evrimleşen yarı-geçirgen bir durumdur.
Epistemik girdiler için zar eşiklerinin dinamik düzenlenmesidir. Bilme, iç ve dış uyaranlara göre geçirgenliği ayarlama eylemidir; aktif, uyarlanabilir ve durumsaldır.
Yenilikçi ya da tekrar eden uyarıcılara karşı zar yapılarının biyo-semiotik yeniden biçimlenmesidir. Öğrenme hem morfolojik (zarın şeklini değiştirme) hem de işlevsel (neyin geçeceğini yeniden tanımlama) bir süreçtir. Bilişsel zar üzerinde biyoelektromanyetik mikroizler bırakır.
Tüm epistemik zar adaptasyonlarının kümülatif seyri; öznenin bilişsel kimliğini oluşturan tarihsel topolojidir. Doğrusal değil, rizomatiktir; geri beslemeye ve bozulmaya tabidir.
Belirli bilgi akışlarını çekmek veya itmek için zar boyunca uygulanan seçici gradyan. Gelecek öğrenmeyi organize eden aktif bir gerilimdir; geçirgenlik olasılığını modüle eder.
Bir andaki niyetin yönünü, gücünü ve karmaşıklığını ölçen vektörel bir epistemik büyüklüktür. Zar potansiyeline benzer şekilde, bilgi dönüşümünün olasılığını belirler.
Dış baskılara veya kalıtsal önyargılara rağmen epistemik zarın geçirgenliğini kendi kendine ayarlayabilme yetisidir. İç kriterlere göre yeni bilgi yapılandırmaları üretebilme kabiliyetinden doğar—anlam üzerinde metabolik egemenlik biçimidir.
Bu tanımlar, klasik epistemolojide—ve Derrida’nın yapısökümünde dahi—görülen soyutlamayı ve bedensizleştirmeyi sorgular. Bilgin’in teorisi, yaşam, ara yüz, geçirgenlik ve evrim vurgusuyla, bilmeye dair yalnızca dilsel değil, canlı ve bilimsel olarak yankı bulan yeni bir anlayış sunar.
Sonuç olarak, Bilgin’in hücre zarı temelli epistemolojisinin Derrida’nın yapısökümüyle sentezi, canlanmış ve dinamik bilgi paradigmasını doğurur: Anlam artık kaçak bir metinsel iz değil, sürekli uyarlanan bir biyo-semiotik ara yüzdür.
Bilgin, A. (2025). Hücre Zarı: Teorik Biyolojiden Varlığa ve Kültüre Radikal Bir Eleştiri. Peon Yayıncılık. ISBN: 978-605-9605-88-5.
Derrida, J. (1976). Of Grammatology (G. Spivak, Çev.). Johns Hopkins University Press.
Derrida, J. (1982). Margins of Philosophy. University of Chicago Press.
Caputo, J. D. (1997). Deconstruction in a Nutshell: A Conversation with Jacques Derrida. Fordham University Press.
Adem Bilgin