Adem Bilgin
Bu makale, dijital çağın dört temel kavramını açıklamayı amaçlar: siberantropoloji, siber feodalizm, gözetim kapitalizmi ve dijital kulluk. İnsan-toplum-teknoloji ilişkisinin farklı boyutlarına odaklanan bu kavramlar, dijitalleşmenin kültürel, ekonomik ve etik sonuçlarını anlamada bütüncül bir çerçeve sunar. Çalışma, kavramların tanımlarını, literatürdeki temellerini ve birbirleriyle etkileşimlerini incelemektedir. Çalışma kısa bir literatür derlemesi ve tartışma önerilerinden oluşmaktadır.
Dijital dönüşüm, sosyal bilimlerde yeni araştırma alanlarını teşvik eden güçlü bir paradigma değişimine yol açmıştır. Castells (2010), ağ toplumunun bilgi ekonomisiyle nasıl birleştiğini vurgulayarak dijital çağın yeni bir sosyolojik analiz gerektirdiğini öne sürer. Bu bağlamda ortaya çıkan kavramlar, yalnızca teknoloji merkezli değildir; insanın ve toplumun yapısını yeniden düşünmemizi sağlar.
Son yıllarda, antropoloji literatürü dijitalleşmenin kültürel etkilerine giderek daha fazla dikkat çekmektedir. Boellstorff (2008), sanal dünyalarda etnografik çalışmalar yaparak, bireylerin dijital ortamda nasıl kimlik inşa ettiklerini göstermiştir. Bu yaklaşım, siberantropoloji kavramının gelişmesine katkıda bulunmuştur.
Ekonomi-politik alanında ise Scholz (2016), platform ekonomisinin klasik piyasa mantığından ayrılarak yeni bir feodal yapı oluşturduğunu ileri sürer. Ona göre büyük teknoloji şirketleri, kullanıcıları verilerini paylaşmaya mecbur bırakarak modern bir dijital lord-serf ilişkisi üretmektedir. Bu analiz, siber feodalizm kavramını açıklamak için kritik bir referanstır.
Zuboff (2019), gözetim kapitalizmi kavramını geliştirerek, veri toplamanın yalnızca ekonomik bir süreç olmadığını, aynı zamanda bireysel özgürlükleri tehdit eden bir kontrol mekanizması hâline geldiğini ortaya koyar. Zuboff’un çalışmaları, dijital ekonomilerin etik boyutunu anlamada temel kaynaklardan biridir.
Floridi (2013), bilgi etiği perspektifinden dijital ortamda bireyin konumunu sorgulamış ve "dijital kulluk" gibi kavramların tartışılmasına zemin hazırlamıştır. Floridi’ye göre, dijital ortamlarda bireyler özgür birer kullanıcı gibi görünse de, çoğu zaman algoritmalar tarafından yönlendirilen veri üreticileridir.
Bunun yanında, boyd ve Ellison (2007) sosyal ağ sitelerinin bireysel ve kolektif davranışlara etkisini inceleyerek, çevrimiçi kimliklerin gerçek hayattaki sosyal ilişkilerle nasıl etkileşime girdiğini göstermiştir. Bu tür çalışmalar, siberantropolojinin saha örnekleriyle zenginleşmesine katkı sağlar.
Fuchs (2017), dijital kapitalizmin medya ve kültür üzerindeki etkilerini analiz ederek, yeni sömürü biçimlerinin dijital ekonomilerde nasıl ortaya çıktığını ortaya koymuştur. Bu analiz, gözetim kapitalizminin medya endüstrisindeki karşılığını anlamamıza yardımcı olur.
Ayrıca Srnicek (2017), platform kapitalizminin temel özelliklerini tanımlayarak, büyük veri ve algoritmaların ekonomik değer yaratımındaki rolünü incelemiştir. Bu kavramsal çerçeve, siber feodalizm ve gözetim kapitalizmi arasındaki ilişkileri anlamak için önemlidir.
Literatürde tartışıldığı üzere, dijitalleşme süreçlerinin bireysel öznellik ve toplumsal yapılar üzerindeki etkisi çok boyutludur (Couldry & Mejias, 2019). Dijital emek, gözetim ve kültürel üretim arasındaki bağlantılar, siberantropoloji, siber feodalizm, gözetim kapitalizmi ve dijital kulluk kavramlarının kesişiminde değerlendirilmelidir.
Son olarak, Türkiye literatüründe de benzer kavramların tartışılmaya başlandığı görülmektedir. Özellikle Aksoy (2021), Türkiye’deki sosyal medya kullanıcılarının veri üretimi süreçlerini inceleyerek, gözetim kapitalizminin yerel yansımalarını analiz etmiştir. Bu yerel perspektif, küresel kavramların Türkiye bağlamında uygulanabilirliğini test etmek için önemlidir.
Tanım: Siberantropoloji, insan davranışlarının ve kültürlerinin dijital ortamda nasıl biçimlendiğini inceler (Boellstorff, 2008).
Sosyal medya etkileşimlerinden sanal kimlik inşasına kadar geniş bir alanı kapsar.
Örneğin, bir topluluğun Discord veya Reddit gibi platformlarda kurduğu değerler sistemi, modern bir antropolojik araştırma alanıdır.
Tanım: Siber feodalizm, dijital ekonominin büyük teknoloji şirketlerinin kontrolü altında feodal benzeri ilişkiler üretmesini ifade eder (Scholz, 2016).
Kullanıcılar verilerini ve içeriklerini “dijital lordlar”a sunar.
Karşılığında ücretsiz hizmet alır gibi görünse de, güç asimetrisi derinleşir.
Bu durum, dijital serf (serf = toprak kölesi) benzeri bir konum yaratır.
Tanım: Gözetim kapitalizmi, kullanıcı davranışlarının toplanıp işlenerek ekonomik kâr elde edilmesi modelidir (Zuboff, 2019).
Platformlar sürekli gözetim yoluyla veri toplar.
Toplanan veriler tahmin ve yönlendirme için kullanılır.
İnsan deneyimi, meta üretiminin ham maddesine dönüşür.
“İnsan deneyiminin fazlalığı, davranışsal verilerin üretiminde ham maddeye dönüşmektedir.” (Zuboff, 2019, s. 16)
Tanım: Dijital kulluk, bireyin dijital platformlarda özgür bir özne gibi görünüp gerçekte davranışlarının algoritmalar tarafından yönlendirildiği, sürekli veri üreten bir araca dönüşmesi durumudur (Floridi, 2013).
Ana Özellikler:
Algoritmik yönlendirme ile iradenin sınırlandırılması.
Sürekli içerik üretimi ve tüketimi döngüsünde edilgenleşme.
“Kullanıcı” yerine “veri tedarikçisi” hâline gelme.
Örneğin, sosyal medyada geçirilen sürenin artması için tasarlanan bildirim sistemleri, kullanıcıyı dijital bir kul hâline getirir.
Bu dört kavram bir arada değerlendirildiğinde, dijital çağın insanı nasıl yeniden tanımladığını görürüz:
Siberantropoloji, bu dönüşümün kültürel haritasını çıkarır.
Siber feodalizm, dijital ekonomideki güç ilişkilerini analiz eder.
Gözetim kapitalizmi, bu güç ilişkilerinin işletme modelini tanımlar.
Dijital kulluk, bireyin bu yapı içindeki konumunu eleştirir.
Siberantropoloji, siber feodalizm, gözetim kapitalizmi ve dijital kulluk kavramları, teknolojinin sadece teknik değil, aynı zamanda sosyo-kültürel ve etik bir olgu olduğunu hatırlatır. Dijital ekosistemlerin tasarımı, insan onurunu ve özgürlüğünü önceleyen politikalarla desteklenmedikçe, bireyler gönüllü birer dijital kul hâline gelebilir. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için bu kavramların dikkate alınması, dijitalleşmenin sürdürülebilir ve insan merkezli olması açısından kritik önemdedir.
Dijital çağın dört temel kavramı olan siberantropoloji, siber feodalizm, gözetim kapitalizmi ve dijital kulluk, birbirini tamamlayan ve günümüz sosyolojisini, ekonomi politiğini ve etik tartışmalarını derinden etkileyen kavramlardır. Bu makale kapsamında yapılan analizler, bu kavramların pratikte birbirine nasıl bağlandığını ortaya koymuş olup 10 husus taryışmaya açılmaktadır.
İlk olarak, siberantropoloji insanların dijital ortamlardaki davranışlarını anlamak için önemli bir pencere sunar. Bu alanın gelişimi, gelecekte sosyal yapının nasıl evrileceğine dair güçlü öngörüler sağlamaktadır. İnsanların sanal dünyalarla olan etkileşimi arttıkça, kültür ve kimlik kavramlarının da yeniden tanımlanacağı öngörülebilir.
İkinci olarak, siber feodalizm kavramı, teknoloji şirketlerinin kullanıcılar üzerindeki hâkimiyetini anlamada kritik bir araçtır. Bu eğilim devam ederse, gelecekte dijital ekonomilerin daha da merkezileşeceği, kullanıcıların hakları konusunda yeni mücadelelerin ortaya çıkacağı tahmin edilebilir.
Üçüncü olarak, gözetim kapitalizmi kavramı, veri toplamanın ekonomik boyutunu ve bunun yarattığı riskleri ele alır. Gelecekte yapay zekâ ve makine öğrenimi gelişmeye devam ettikçe, gözetim kapitalizminin kapsamı genişleyecek ve daha incelikli veri toplama teknikleri kullanılacaktır.
Dördüncü olarak, dijital kulluk kavramı bireylerin kendi iradelerini nasıl kaybedebileceğini vurgular. Bu eğilimin sürmesi hâlinde, bireyler kendilerini daha fazla algoritmik yönlendirmelerin içinde bulacak ve dijital özerklik konuları daha çok tartışılacaktır.
Beşinci olarak, bu dört kavramın kesişiminde yer alan etik sorunlar, geleceğin politikalarını şekillendirmeye adaydır. Hükûmetlerin, şirketlerin ve sivil toplum kuruluşlarının birlikte oluşturacağı düzenlemelerle dijital haklar ve özgürlükler daha da önem kazanacaktır.
Altıncı olarak, eğitim kurumlarının bu kavramları müfredata dahil etmesiyle, geleceğin dijital vatandaşlarının daha bilinçli hareket etmeleri mümkün olacaktır. Siberantropoloji gibi alanlar, eğitimde yeni modüller olarak yer bulacaktır.
Yedinci olarak, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler açısından bu kavramlar, yerel kalkınma stratejilerinin belirlenmesinde kullanılabilir. Örneğin, veri koruma yasalarının güçlendirilmesi ve yerel dijital platformların desteklenmesi, siber feodalizme karşı önemli adımlar olacaktır.
Sekizinci olarak, teknolojinin hızlı gelişimiyle birlikte bu kavramların sınırları da değişebilir. Örneğin, metaverse evrenlerinin yaygınlaşması siberantropolojide yeni tartışmalar açarken, gözetim kapitalizmi kavramı yeni veri akış biçimleriyle genişleyecektir.
Dokuzuncu olarak, uluslararası işbirlikleri ve düzenlemeler, gelecekte siber feodalizmin etkilerini hafifletebilir. Avrupa Birliği’nin dijital piyasa yasaları bu konuda küresel örnek oluşturabilir.
Onuncu olarak, tüm bu kavramların birlikte ele alınması, dijital çağda insanın onurunu ve özgürlüğünü koruyacak politikaların oluşturulması açısından hayati önem taşır. Geleceğe dair tahminler, dijital dünyada daha etik, daha şeffaf ve daha katılımcı yapılar inşa edilebileceğini göstermektedir.
Boellstorff, T. (2008). Coming of age in Second Life: An anthropologist explores the virtually human. Princeton University Press.
boyd, d. m., & Ellison, N. B. (2007). Social network sites: Definition, history, and scholarship. Journal of Computer-Mediated Communication, 13(1), 210–230. https://doi.org/10.1111/j.1083-6101.2007.00393.x
Castells, M. (2010). The rise of the network society. Wiley-Blackwell.
Couldry, N., & Mejias, U. A. (2019). The costs of connection: How data is colonizing human life and appropriating it for capitalism. Stanford University Press.
Floridi, L. (2013). The ethics of information. Oxford University Press.
Fuchs, C. (2017). Social media: A critical introduction. Sage.
Scholz, T. (2016). Platform cooperativism: Challenging the corporate sharing economy. New York: Rosa Luxemburg Stiftung.
Srnicek, N. (2017). Platform capitalism. Polity Press.
Zuboff, S. (2019). The age of surveillance capitalism: The fight for a human future at the new frontier of power. New York: PublicAffairs.
Aksoy, B. (2021). Türkiye’de sosyal medya ve gözetim kapitalizmi: Kullanıcı verilerinin ekonomik değeri üzerine bir inceleme. İletişim Araştırmaları Dergisi, 9(2), 45–68.
Adem Bilgin