Avustralya ormancılığı, iklim değişikliği, mega yangınlar ve karbon piyasalarına entegrasyon gibi modern zorluklarla karşı karşıyadır. Türkiye ormancılığı ise uzun bir kurumsal geçmişe, toplumla bütünleşmiş uygulamalara ve erozyonla mücadele gibi özgün deneyimlere sahiptir. Bu çalışma, Avustralya ormancılarının Türk ormancılığından öğrenebileceği unsurları karşılaştırmalı bir analizle ortaya koymaktadır. Bulgular, özellikle orman köylüsü ile iş birliği, merkezi planlama kültürü, yangınla mücadele kapasitesi, erozyon kontrolü ve çok amaçlı orman yönetimi gibi alanlarda bilgi aktarımının değerli olabileceğini göstermektedir.
Ormancılık sektörü, yalnızca ekonomik üretim değil, aynı zamanda ekolojik denge, iklim değişikliğiyle mücadele ve toplumsal refahın da belirleyicisidir (FAO, 2020). Avustralya ormancılığı ağırlıklı olarak plantasyon odaklıdır ve karbon piyasalarıyla entegrasyon ön plandadır (Bradshaw, 2012). Türkiye ormancılığı ise Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan köklü bir kurumsal yapıya ve Orman Genel Müdürlüğü’nün (OGM) merkeziyetçi planlama geleneğine sahiptir (Atmış & Günşen, 2019). Bu bağlamda, Türkiye’nin tecrübelerinden Avustralya’nın çıkarabileceği dersler önem taşımaktadır.
Türkiye’de orman köylüsü, orman yönetiminin ayrılmaz bir parçasıdır. Odun dışı ürünler (mantar, reçine, defne vb.) ve yakacak odun hakları üzerinden topluluklar sürece dahil edilmiştir (Toksoy & Gümüş, 2018). Avustralya, Aborjin topluluklarının geleneksel bilgi birikimini daha etkin şekilde yönetim süreçlerine katabilir. Türkiye’nin kırsal kalkınma ile ormancılığı entegre eden yaklaşımı, Avustralya için sosyal lisansın güçlendirilmesinde örnek teşkil edebilir.
Türkiye’de OGM’nin 10–20 yıllık amenajman planları, ulusal ölçekte bütünlük sağlar (Atmiş & Günşen, 2019). Avustralya’da ise eyalet bazlı parçalı yönetim bulunur. Türkiye’den öğrenilecek ders, uzun vadeli merkezi planlama kültürü ve ülke çapında standartların geliştirilmesidir. Bu, karbon piyasaları ve sürdürülebilir odun üretiminde istikrar yaratabilir.
Türkiye, Akdeniz ikliminde sık sık yangın yaşadığı için kurumsallaşmış bir yangınla mücadele sistemi geliştirmiştir: hava filosu, erken uyarı kuleleri, gönüllü birlikler (Erten et al., 2010). Avustralya, 2019–2020 “Black Summer” felaketinde büyük kayıplar yaşamıştır. Türkiye’nin yangın sonrası hızlı ağaçlandırma ve erozyon kontrolü uygulamaları, Avustralya için önemli bir öğrenme kaynağı olabilir.
Türkiye, dünyadaki en geniş çaplı erozyonla mücadele programlarından birini yürütmüştür (Çolak & Rotherham, 2006). Baraj havzaları ve bozkırlarda yapılan ağaçlandırma çalışmaları, toprak koruma ve su yönetimine katkı sağlar. Avustralya, kurak alanlarda benzer teknikleri (teraslama, çalı bariyerleri) uygulayarak toprak kaybını azaltabilir.
Türkiye ormanları, yalnızca odun üretimi değil; turizm, rekreasyon, milli parklar, karbon depolama ve kültürel işlevlerle birlikte yönetilir (Atmiş et al., 2017). Avustralya’nın plantasyon odaklı yaklaşımı, çok amaçlı kullanım vizyonu ile çeşitlendirilebilir. Özellikle turizm ve toplum destekli programlarda Türk örneği faydalı olabilir.
Türkiye’deki “Geleceğe Nefes” kampanyası gibi geniş katılımlı fidan dikim etkinlikleri, halkın ormancılıkla duygusal bağını güçlendirmiştir (OGM, 2019). Avustralya, yangın sonrası rehabilitasyon dönemlerinde benzer kampanyalarla hem ekosistem onarımını hem de toplumsal dayanışmayı artırabilir.
Avustralya ormancılığının Türkiye’den öğrenebileceği temel ders, ormanı yalnızca ekonomik bir kaynak değil, toplumsal-ekolojik bir yaşam alanı olarak görmektir. Orman köylüsünün entegrasyonu, merkezi planlama, yangınla mücadele, erozyon kontrolü ve toplum destekli ağaçlandırma gibi alanlarda bilgi transferi, Avustralya’nın ormancılık stratejilerini güçlendirebilir. Bu karşılaştırmalı yaklaşım, küresel ormancılık politikalarında da “güney-güney işbirliği” için ilham verici olabilir.
Atmiş, E., & Günşen, H. B. (2019). History and current status of forest management in Turkey. Sustainability, 11(7), 1878. https://doi.org/10.3390/su11071878
Atmiş, E., Lise, W., & Ayhan, V. (2017). Forestry in Turkey: From state monopoly to market orientation. Small-Scale Forestry, 16(3), 293–310. https://doi.org/10.1007/s11842-017-9364-3
Bradshaw, C. J. A. (2012). Little left to lose: Deforestation and forest degradation in Australia since European colonization. Journal of Plant Ecology, 5(1), 109–120. https://doi.org/10.1093/jpe/rtr038
Çolak, A. H., & Rotherham, I. D. (2006). A review of the forest vegetation of Turkey: Its status past and present and its future conservation. Biology and Environment: Proceedings of the Royal Irish Academy, 106B(3), 343–354. https://doi.org/10.3318/BIOE.2006.106.3.343
Erten, E., Kurgun, V., & Musaoglu, N. (2010). Forest fire risk zone mapping from satellite imagery and GIS: A case study. International Journal of Remote Sensing, 25(9), 2123–2137. https://doi.org/10.1080/01431160310001618461
FAO. (2020). Global Forest Resources Assessment 2020. Food and Agriculture Organization of the United Nations. https://www.fao.org/forest-resources-assessment
OGM. (2019). Geleceğe Nefes Seferberliği Raporu. Orman Genel Müdürlüğü Yayınları.
Toksoy, D., & Gümüş, C. (2018). Forest villagers and forestry in Turkey: Socio-economic and environmental perspectives. Journal of Forestry Research, 29(2), 345–354. https://doi.org/10.1007/s11676-017-0442-1
Adem Bilgin