Makale


Okuma Oranlarının Düşüklüğü ve Ticarileşme

1. Okuma Oranlarının Düşüklüğü ve Ticarileşme

Türkiye’de genel okuma oranı düşük olduğundan, yayınevleri daha çok ticari getirisi yüksek, kolay tüketilebilir içeriklere yönelmektedir.

Çok satan romanlar, popüler kişisel gelişim kitapları ve çeviri popüler kültür eserleri yayın politikasında ağırlıklı yer tutar.

Felsefe, tarih, sosyoloji gibi ağır akademik veya ideolojik eserler daha sınırlı basılır, çünkü dar bir kitleye hitap eder.

2. Genç Kuşağın Dijital Yönelimi

Türkiye’de gençlerin okuma alışkanlığı giderek dijital ortama kaymaktadır.

Wattpad, e-kitap ve sesli kitap uygulamaları üzerinden içerik tüketimi arttığından, yayıncılar bu alanlara yatırım yapmaya başlamıştır.

Özellikle gençlik edebiyatı ve fantastik türler, yayın politikalarının öncelikli alanına dönüşmüştür.

3. Siyasi ve İdeolojik Yönelimler

Türkiye’de okuma alışkanlıkları çoğu zaman ideolojik yönelimlere paralel ilerler.

Milliyetçi, İslamcı, sol ya da liberal kesimler kendi düşünce dünyalarını besleyecek yayınlara talep gösterir.

Bu da yayınevlerini belli bir ideolojik çizgide konumlanmaya zorlar.

Örneğin: Sol çevrelerde Marx, Lenin çevirileri; milliyetçi çevrede Atsız, Gökalp yayınları; muhafazakâr çevrede dini kitaplar hâlâ güçlüdür.

4. Çeviri Eserlerin Baskınlığı

Türkiye’de yabancı kitapların çevrilmesi, yerli yazarların önüne geçmiş durumdadır. Bunun nedeni, okuyucunun çeviri eserleri daha prestijli görmesidir.

Bu alışkanlık, yayın politikasını yerli yazar yerine yabancı best-seller çevirmeye yöneltmektedir.

Dolayısıyla Türk edebiyatında yeni kalemlerin kendini göstermesi daha zorlaşır.

5. Sosyal Medyanın Belirleyici Rolü

Son yıllarda kitap okuma alışkanlıkları sosyal medya trendleriyle şekilleniyor.

Instagram, TikTok ve YouTube’daki “book influencer” tavsiyeleri satışları ciddi şekilde etkiliyor.

Yayınevleri yayın politikalarını, sosyal medyada daha kolay pazarlanabilir eserleri öne çıkaracak şekilde belirliyor.

6. Kültürel Kodlar ve Tematik Yönelimler

Türkiye’de toplumun tarihsel hassasiyetleri, dini ve milli değerleri yayın politikalarını etkiliyor.

Osmanlı tarihi, Cumhuriyet’in kuruluşu, 12 Eylül dönemi, yakın tarih siyaseti gibi konular sürekli yayınlanmaya devam ediyor.

Aynı şekilde dini metinler ve dini popüler kitaplar, geniş kitlelere hitap ettiği için yayın politikalarında güçlü bir yer tutuyor.

Sonuç (Türkiye özelinde):

Türkiye’de okuma alışkanlıklarının yayın politikasına etkisi üç ana hatta yoğunlaşıyor:

1. Ticari yayıncılık baskısı (çok satanlar ve kolay tüketim).

2. İdeolojik kutuplaşmaya göre yayın üretimi.

3. Dijitalleşme ve sosyal medyanın yön verdiği popülerlik.

Bunun sonucu olarak, yayın politikası büyük ölçüde “okuyucunun ne istediği” ile “yayınevinin hangi ideolojik ve ticari çizgide olduğu” arasında şekillenmektedir.



Savaş Erman



Whatsapp  Destek
Whatsapp Destek