Makale


Paleolitik Çağdan Dijital Çağa Şanlıurfa

Tarihin sayfalarında kültürler ve medeniyetler alanlarında adeta dünyaya bir rehber gibi bilgi aktarıcılığı yapmış ve yapmaya devam eden Paleolitik Döneme kadar tarihlendirilen Urfa, Epipaleolitik ve Neolitik Çağlara tanıklık etmiştir. İlk tapınak, Göbekli Tepe’nin de bulunduğu bu topraklar da İbrahim peygamberin burada doğduğuna inanıldığı Hz. Eyyub, ve Hz. Şuayb'ın da burada yaşadığına inanıldığı için Peygamberler Şehri olarak da anılan Şanlıurfa, son zamanlarda bölgede yapılan arkeolojik kazılarda insanlığın tarihine dair önemli bilgiler edinmemizi sağlayan ve bir çok tarihi bulgu ile tarihe yeni bir yön vermeyi başarmış kadim bir kent haline gelmiştir. Tarihte bu bölgede Sümerler, Akatlar, Hititler, Babiller, Kaldeliler, Hurriler, Mitanniler, Aramlar, Asurlar, Medler ve Persler hükmetmiştir.

Tarihi geçmişi bu kadar zengin olan bölge haliyle günümüze kadar bir çok tarihi ve dini eseri kültürel anlamda Urfa'ya kazandırmıştır.

• Balıklıgöl.

• Eski üniversite Harran harabeleri

• Urfa Kalesi.

• Aynzeliha Gölü

• Göbeklitepe.

• Halfeti.

• Germuş Kilisesi.

• Deyr Yakup (Yakup Manastırı)

• Reji Kilisesi (Aziz Petrus ve Aziz Pavlus Kilisesi) İsa'nın iki havarisinin anısına inşa edildiğinden onların ismini taşımaktadır. Yapı, 1924 yılına yani Urfalı Süryanilerin Halep'e(Suriye) göç edişlerine kadar, aktif olarak kullanılmıştır.

• Harran Evleri

• Şuayb Şehri. ...

• Fırfırlı Cami. ...

• Mevlid-i Halilurrahman Mağarası ...

• Soğmatar Antik Kenti.

Bunlardan başlıcalarıdır.

Şehir güneyde Suriye’ye komşu olup o bölgede bulunan Akçakale ve Harran ilçelerinde Araplar, diğer ilçelerde çoğunlukla Kürt olmak üzere Türk ve Zazalar yaşamaktadır.

Uygarlığın doğduğu bu topraklarda Sosyal yaşamda bir çok gelenek devam etmektedir.

• Şanlıurfa'ya özgü bir toplantı ve eğlence biçimi olan Sahaniye

• Sıra gecelerine ortak benzerliği olan oda kültürü

• Bağ-Bahçe-Dağ Gezme ve Yatı Geleneği.

• Harefene. ...

• Sünnet Düğünü ...

• Kirvelik.

• Sıra Geceleri

Bunlardan bazılarıdır.

Gelenek ve göreneklere sıkı bir şekilde bağlı olunan şehir teknolojinin gelişimi ve globalleşen bir dünyanın içinde köklerinden kopmaya başlamış olsa da insanların yeni yaşam biçimleri eskiye bağlı bir biçimde devam etmektedir. Özellikle taziyelere ve düğünlere katılım örf ve adet haline gelmiştir.

Bölgede aşiretlerin varlığı da bu duruma pozitif bir katkı sunmuşlardır.

Aşiretler değinmişken bölgede ki feodal yapıya da değinmeden geçemeyiz. Osmanlı döneminde bölgede ağırlıkları olan bey ve ağalara imtiyazlı davranarak hakim oldukları topraklar üzerinde serbestçe tasarruf etme hakkını vermiş, zamanla bu beylerin bir kısmı bu toprakları mülkiyetlerine alarak üzerinde yaşayan halkı kiracı gibi görmeye başladıklarında günümüze kadar bölgede feodal yapı hakim olmuştur. Bu yapının temel taşı olan aşiretçilik aşiret reislerine ve köy ağalarına seçilme kolaylığı sağlamış olup ağa ve aşiret reisleri bölgenin kaderlerini kendi menfaatleri doğrultusunda dizayn edip gelişmenin ve çağdaşlaşmanın önünde adeta set olmuşlardır.

Bu gün baktığımızda ise dijital çağın bu seti yıkmaya başladığını özellikle tarım ve hayvancılığın gittikçe tükendiği bölgede insanların köylerden kopup şehirlere göç etmesiyle bu durumunun daha da hızlanmasına yol açmıştır. Şehirlerde yeni bir hayata başlayan genç nüfus şehirlerde kontrolsüz ve bilinçsizce bir hayatın içinde köklerinden, örf ve adetlerinden kopmaya başlamaları, ne yazık ki feodal yapıyı aratır bir duruma gelmesine sebep olmuştur.



Numan Sütpak



Okunma Sayısı: 26

216.73.216.183

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Whatsapp  Destek
Whatsapp Destek