İğne Oyası!
1990’da Irak’ın diktatörü Saddam Kuveyt’e girince ABD müdahale etti.
Ardından Adana İncirlik hava üssüne “çekiç güç” konuşlandırıldı.
ABD uçaklarından oluşan bu gücün görevi, Saddam askerlerinin güneyde 32. enlemin güneyi, kuzeyde 36. enlemin kuzeyine geçmesini engellemekti.
İncirlik konuşlu çekiç güç, güneyde Şii grupları, Kuzey’de Kürtleri güya Saddam’dan koruyordu.
Bir süre sonra Çekiç Güç’ün uçaklardan PKK inlerine yardım paketleri attıklarına dair haberler yazılmaya başlandı ama altı ayda bir TBMM’deki çekiç güç görev uzatma tezkeresi tartışmalar içinde her seferinde uzatılıyordu.
1993’de Dönemin Jandarma Genel Komutanı Merhum Orgeneral Eşref Bitlis, çekiç gücün varlığından rahatsız olduğu için uçağının düşürülmüş olabileceği ciddi bir iddia olarak kalıyor ama soruşturulmuyordu…
Çekiç güç 2003’e kadar varlığını sürdürdü. Bu dönem zarfında Irak, federatif bir devlete dönüştürüldü, kuzeyde otonom Kürt devleti kuruldu.
Çekiç güç yardımı ile Irak’ın yapılanması tamamlanırken 2011’de Suriye’de karışıklıklar başladı.
Geçen hafta Antalya diplomasi forumunda konuşan Amerikalı Prof Jeffey Sachs, Suriye’de başlayan olayların bir CIA operasyonu olduğunu net şekilde dillendiriyordu.
2011’den sonra Suriye’de konuşlu PYD adım adım güçlendirildi, ABD’nin artık İncirlik’e ihtiyacı yoktu, Kuzey Irak’ta üsleri çoktan inşa etmişti.
PYD’in Suriye’de ki varlığının bir gerekçesi olmalıydı. Hemen bulundu: Daeş gibi radikal terör örgütleri ile mücadele, Türkiye defalarca Suriye’de Daeş’le mücadele edebileceğini söylemesine rağmen , ABD mevcut legal Türk askeri varken PYD’ye silah yardımında ısrar ediyordu.
Milyonlarca Suriyeli göç etmek zorunda kaldı. Ama planı yapanlar iğne oyası gibi işliyorlardı, sabırlıydılar !
İnatçı olan bir kişi vardı: Esat !
Devrilmesi 13 yıl sürdü.
Türk ordusu Kuzey Suriye’de PYD’nin Fırat’ın batısına geçmesine izin vermiyordu. PYD için Fırat’ın batısında geçmek neden önemliydi? Tabi ki hayalini kurdukları sözde Kürt devletinin Akdeniz’e çıkışını garanti etmek için!
2017 yılında kritik bir hamle geldi, Kuzey Irak’ta bir referandum yapıldı, “bağımsız bir Kürt devletinin kurulması” soruldu.
Türkiye “yok hükmündedir” dese de referandum yapıldı, %92 Evet çıktı. Oysa Türkiye’nin o referandumu hiç yaptırmaması gerekiyordu! İğne oyası özenle işlenmeye devam ediyordu
2024 Yılının ikinci yarısı, 22 Ekim’de Devlet Bahçeli durduk yere “Öcalan serbest kalsın, mecliste konuşsun” deyiverdi.
Bir buçuk ay sonra, 8 Aralık’ta Suriye’de 53 yıllık Esad’ın Baas rejimi düşmesi sonraki tesadüfi (!) gelişmeydi!
Irak’ta olduğu gibi Suriye’de de haritalar ortaya çıktı: Kuzeyde Kürt , batıda Nusayri, güneyde İsrail egemenliğinde Dürzi, ortada kalana da Suriye dediler.
10 Mart 2025’de Suriye Cumhurbaşkanı El Şara, Kürt gruplarla bir anlaşma imzaladı, böylece PYD, Merkezi Şam hükümetine katıldı.
Diğer taraftan 22 Ekim’de Bahçeli’nin Türkiye’de başlattığı süreçte hızla mesafe kat ediyordu, 20 ila 30 Mart arası birçok yerde Nevruz kutlaması yapılırken terör örgütü paçavralarına güvenlik güçleri tepki vermiyordu, oysa Nevruz Türk bayramı olduğu halde kutlanması terk edilmişti.
Kurucusu Atatürk olan CHP’nin lideri Özgür Özel’de Bahçeli’nin açılım sürecine güçlü destek verdiğini ifade etmişti…
2003’de ikinci körfez savaşına başlarken ABD’nin bahanesi Saddam’ın elinde olan nükleer silahlardı,
Bu şekilde Irak’a girdiler, çıkıncaya kadar yapmadıkları tek şey vardı: işgale başlarken öne sürdükleri nükleer silahları aramak.
Çünkü yoktu!
Suriye’de bu gelişmeler olurken, ABD başkanı Trump, İran’ın olası Nükleer silahlarından endişeyle bahsetmeye başladı...
Görüldüğü gibi, bir ülkenin dizaynı bitiyor, diğerinin ki başlıyordu, Irak bitti, ya da onlar için işler yolunda, Suriye başladı, Suriye’de bir şekilde süreç ilerlerken, İran’da başlatılması planlanan sürecin altyapısı planlanıyordu…
İğne oyası devam ediyor !
Bir süre önce Trump İran’da ki nükleer silahlardan endişe ettiğini dile getirmişti ya, 18 Nisan’da İran dışişleri bakanı açıklama yapıyordu: “ABD’nin müzakereler konusunda ciddiyetinden şüphe ediyoruz”
İran’da bir süreç başlarsa….
Yine büyük bir göç dalgası, milyonlarca İran’lı Türkiye’de, tabi ki ABD’nin olmazsa olmazı Daeş guruplarının Suriye’den, Irak’tan İran’a kaydırılması. Radikal teröristlerin temizlenmesi için gereken ne? Tabi ki PJAK’ın silahlandırılması!
Ardından İran’ın 5 parçaya bölüneceğini gösteren haritalar zuhur edecek, İran’da Otonom bir Kürt bölgesi oluşturacak….
Göz göre göre yaşanan (yada yaşatılan) bunca olayın herkes gibi izleyicisiyiz, coşkulu akan bir nehir gibi akıntıya kapılmışız, kıyıya yüzmek için çaba sarfetmiyoruz, akıntı bizi nereye götürürse razıyız!
Bakalım, iğne oyasının ustası, eserini nasıl tamamlayacak?
Nazif Kerem Gözener
Nazif Kerem Gözener